THÉ Et FEU Bienvenue sur TFE. Buvons du THÉ et discutons autour du FEU. Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz. |
| | Sélection de poèmes de Nâzim Hikmet | |
|
+4Jacky Bulgur Hakannibal Tarik 8 participants | |
Auteur | Message |
---|
Bulgur Sublime Conteur des Mille et Une Nuits
Nombre de messages : 1087 Age : 113 Localisation : juste à gauche de Bidule (je dois être pendue aussi ?) Date d'inscription : 13/03/2005
| Sujet: Re: Sélection de poèmes de Nâzim Hikmet Ven 28 Avr - 17:54 | |
| Un classique, chanté à l'époque par Cem Karaca.
Ceviz ağacı,
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. | |
| | | Bulgur Sublime Conteur des Mille et Une Nuits
Nombre de messages : 1087 Age : 113 Localisation : juste à gauche de Bidule (je dois être pendue aussi ?) Date d'inscription : 13/03/2005
| Sujet: Re: Sélection de poèmes de Nâzim Hikmet Jeu 4 Mai - 1:38 | |
| BİR CEZAEVİNDE, TECRİTTEKİ ADAMIN MEKTUPLARI
1
Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere âlâtı-katıa verilmez), ne de başı bulutlarda bir çınar. Belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek bana yasak... Burası benden başka kaç insanın evidir? Bilmiyorum. Ben bir başıma onlardan uzağım, hep birlikte onlar benden uzak. Bana kendimden başkasıyla konuşmak yasak. Ben de kendi kendimle konuşuyorum. Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi şarkı söylüyorum karıcığım. Hem, ne dersin, o berbat, ayarsız sesim öyle bir dokunuyor ki içime yüreğim parçalanıyor. Ve tıpkı o eski acıklı hikâyelerdeki yalnayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek, mavi gözleri ıslak kırmızı, küçücük burnunu çekerek senin bağrına sokulmak istiyor. Yüzümü kızartmıyor benim onun bu an böyle zayıf böyle hodbin böyle sadece insan oluşu. Belki bu hâlin fizyolojik, psikolojik filân izahı vardır. Belki de sebep buna bana aylardır kendi sesimden başka insan sesi duyurmayan bu demirli pencere bu toprak testi bu dört duvardır...
Saat beş, karıcığım. Dışarda susuzluğu acayip fısıltısı toprak damı ve sonsuzluğun ortasında kımıldanmadan duran bir sakat ve sıska atıyla, yani, kederden çıldırtmak için içerdeki adamı dışarda bütün ustalığı, bütün takım taklavatıyla ağaçsız boşluğa kıpkızıl inmekte bir bozkır akşamı.
Bugün de apansız gece olacaktır. Bir ışık dolaşacak yanında sakat, sıska atın. Ve şimdi karşımda haşin bir erkek ölüsü gibi yatan bu ümitsiz tabiatın ağaçsız boşluğuna bir anda yıldızlar dolacaktır. Yine o malum sonuna erdik demektir işin, yani bugün de mükellef bir daüssıla için yine her şey yerli yerinde işte, her şey tamam. Ben, ben içerdeki adam yine mutad hünerimi göstereceğim ve çocukluk günlerimin ince sazıyla suzinâk makamından bir şarkı ağzıyla yine billâhi kahredecek dil-i nâşâdımı seni böyle uzak, seni dumanlı, eğri bir aynadan seyreder gibi kafamın içinde duymak... | |
| | | Bulgur Sublime Conteur des Mille et Une Nuits
Nombre de messages : 1087 Age : 113 Localisation : juste à gauche de Bidule (je dois être pendue aussi ?) Date d'inscription : 13/03/2005
| Sujet: Re: Sélection de poèmes de Nâzim Hikmet Dim 28 Mai - 0:11 | |
| - Bulgur a écrit:
- BÜYÜK İNSANLIK
Büyük insanlık gemide güverte yolcusu tirende üçüncü mevki şosede yayan büyük insanlık.
Büyük insanlık sekizinde işe gider yirmisinde evlenir kırkında ölür büyük insanlık.
Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter pirinç de öyle şeker de öyle kumaş da öyle kitap da öyle büyük insanlıktan başka herkese yeter.
Büyük insanlığın toprağında gölge yok sokağında fener penceresinde cam ama umudu var büyük insanlığın umutsuz yaşanmıyor.
7 Ekim, Taşkent, 1958
Je tente une petite traduction ce soir. Bon 3 mois plus tard ... La grande Humanité La grande humanité voyage sur les ponts de navires Dans les trains en 3ième classe A pied sur les routes La grande humanité La grande humanité va au travail à 8 ans Se marie à 20 Meurt à 40 La grande humanité Le pain suffit à tous sauf à la grande humanité Le riz aussi Le sucre aussi Le tissu aussi Le livre aussi Cela suffit à tous sauf à la grande humanité Il n'y a pas d'ombre sur la terre de la grande humanité Pas de lanternes dans ses rues Pas de vitres à ses fenêtres Mais elle a son espoir la grande humanité On ne peut vivre sans espoir. 7 octobre 1958, Tachkent | |
| | | Hakannibal Récent Boss Fort du Phosphorescent Bosphore
Nombre de messages : 4383 Age : 47 Localisation : Au milieu, au-dessus Date d'inscription : 10/03/2005
| | | | Faj Âme Sentimentale qui se lie à l'Anatolie
Nombre de messages : 5412 Age : 50 Localisation : Brüksel, Canterville Date d'inscription : 27/04/2005
| | | | Jacky Récent Boss Fort du Phosphorescent Bosphore
Nombre de messages : 2582 Age : 114 Localisation : à gauche de la gauche Date d'inscription : 17/03/2005
| Sujet: Re: Sélection de poèmes de Nâzim Hikmet Lun 29 Mai - 11:09 | |
| Ah non pas de jeux de mot dans ce topic !!! Sortie de l'autoroute ici ici ici Büyük İnsanlık güzel şiir Il me fait penser à ce texte prosaïque sur le peuple que j'avais déjà mis, c'est la même idée mais en poésie cette fois. - Citation :
- Cet homme à peau de bête, coiffé comme un pendu, que la pluie glace, que la vapeur brûle, debout sur la locomotive, coupant le vent, avalant la neige, mécanicien, chauffeur, c'est le Peuple !
L'animal qui, là-bas dans les champs, redresse son échine cassée et levant son cou maigre aux muscles tendus comme des cordes..., le paysan brun comme une vigne ou blanc comme une rave, c'est le Peuple !
Ce mineur qui vient, la lampe accrochée à son front, de traverser la chambre du feu grisou et qui est resté l'autre jour enfoui des heures sous un éboulement - on ne voyait que ses grands yeux blancs dans le trou noir - ce mineur, c'est le Peuple !
Ce couvreur qui tombe du toit comme un oiseau mort, ce verrier dont la vie fond avec le verre dans le brasier, ce tourneur que la poussière de cuivre étouffe, ce peintre que la céruse mord, ce mitron pâle comme sa farine, c'est le Peuple !
Il suffit à tout, comme l'eau, le vent, la terre et le feu, ce peuple héroïque et misérable.
| |
| | | Contenu sponsorisé
| Sujet: Re: Sélection de poèmes de Nâzim Hikmet | |
| |
| | | | Sélection de poèmes de Nâzim Hikmet | |
|
Sujets similaires | |
|
| Permission de ce forum: | Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
| |
| |
| |
|