Nerede o günler...
Hatırlar mısınız? Bundan sadece birkaç yıl önce, 'Almanya'yı, İtalya'yı, İngiltere'yi deplasmanda yeneriz' derdik. Dünya Kupası'nda Brezilya'ya karşı bile korkmadan 'Final bizim' diye sahaya çıkmıştık ve buna tüm Türkiye inanıyordu. Peki şimdi Arnavutluk'u iki garip golle yenince, niye çocuklar gibi sevindik. Gürcistan'a giderken tüm Türkiye endişeli. Bu halde Gürcistan'ı yensek ne olur...
Peki ne oldu da bu duruma düştük? Bir yerde yanılıyoruz. Zannediyoruz ki yeni yeni yıldızı parlayan gençleri Milli Takım'a alırsak kadro gençleşir. Biz de genç bir Milli Takım'la zaferden zafere koşarız. O kadar kolay olmadığını görüyoruz. Zirvedeki Milli Takım yıllarca dünyanın en güçlü takımlarına karşı mücadele etmiş, Avrupa'da başarıyı yakalamış, dişe diş savaşmış oyunculardan meydana geliyordu. Şimdiki kadronun büyük bölümü ne yapacağını bilmeyen, uluslararası tecrübesi sıfıra yakın oyunculardan kurulu.
Tolga, Serkan, Fatih Tekke, Ümit Özat, Servet, Gökdeniz gibi bir kadroyla Edirne'den ileri gitmek imkansız ama hadi biz 'Zor' diyelim. Ne olursa olsun Hakan Şükür'ü, Ergün'ü, Ayhan'ı, hatta Orhan Ak'ı, Bülent Korkmaz'ı, Beşiktaş'tan Okan'ı sahada görmek beni rahatlatır. Futbolda ne zaman ne yapacağını bilmek de önemli.
Paniklememek, yeri gelince hücum edip yeri gelince top dolaştırmak vs.
İlla da gençleştirelim diyenlere ders niteliğinde bir olayı anlatayım. Milan Avrupa'yı kasıp kavururken, 36 yaşındaki kaptanları Baresi sakatlanmış ve sezonu kapamıştı. İtalyan takımının başındaki futbol adamları hiç zaman kaybetmeden girişimlerde bulundu ve ligde başka bir takımda oynayan 37 yaşındaki Vierchowod isminde bir futbolcuyu transfer ederek hemen ilk onbire koydu.
İşte bu da ibretlik bir transferdi. Bazı futbolcular yıllanmış şarap gibidir. Hagi, Falco, Stumpf, Van Hooijdonk'un takımlarına hizmetlerini ve inanılmaz faydalarını nasıl inkar edebiliriz. İbrahim Toraman gibi Necati Ateş gibi üst düzey oynamaya alışan bir iki genci, her yıl takıma monte ederek yıllar içinde bir gençleştirme operasyonu olur ama Yanal'ın yaptığı gibi değil. Bu takımla Gürcistan'ı iyi kötü yenebiliriz. Ama İngiltere'yi, Hollanda'yı, Brezilya'yı, Arjantin'i ve bunun gibi takımları yenebilir miyiz? Öyleyse niye gideceğiz Almanya'ya? Hedef oraya gitmek mi, orada başarılı olmak mı? bunu düşünelim. Doktorlarıma teşekkür ederim
Kısa süre önce geçirdiğim bir rahatsızlığım sırasında, sağlığıma kavuşmam için beni sabırla ve sevgiyle tedavi eden doktor dostlarım: Prof. Dr. Bingür Sönmez, Prof. Dr. Servet Öztürk, Kardiolog Dr. Deniz Şener ve Kardiolog Dr. Fatih Tekiner'e minnet dolu saygı ve teşekkürlerimi sunarım.
http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/03/30/spor/spor7.html